FARK ETMEDEN ÇOCUĞUMUZUN İRADESİNE KET Mİ VURUYORUZ?
0
Farkında olmadan çocuğumuzun ileri yaşlarına kalıcı izler bırakıyor olabilir miyiz, hiç düşündük mü? Evet, birçok çalışma ve sonuç bunu gösteriyor. Freud'un görüşüne göre çocuk 1,5-3 yaş aralığında anal dönemde bulunur. Anal dönem çocuğun, temel haz kaynağının anüs bölgesi olduğu tutma ve bırakma davranışı ile hazzı, kontrol duygusunu elde ettiği dönemdir. Bu döneme damgasını vuran olay, tuvalet eğitimidir. Freud'a göre bu dönemde tuvalet eğitiminin yanlış verilmesi saplantıya yol açar ve telafisi ömür boyu mümkün değildir.
Erikson, psikososyal gelişim kuramında 8 evreden bahsetmiş ve gelişimin ölene kadar devam ettiğini savunmuştur. Freud'un bahsettiği anal dönem, Erikson'un gelişim basamaklarından özerkliğe karşı kuşku ve utanç evresinde karşılığını bulur. Bu evrede çocuğun aklında "Ben yapabildiklerimin tümüyüm." kimlik duygusu canlanır. Erikson, Freud'un aksine bu dönemde gösterilen yanlış tutumun ileride telafisinin mümkün olduğunu savunmuş ve bugüne bir umut ışığı oluşturmuştur. Madem telafisi mümkün o halde doğru bildiğimiz hangi davranışlar çocuklarımız üzerinde yanlış etkiler bırakıyor, iradesini etkiliyor bakalım: Çocuk 1,5-3 yaş aralığındayken ilk çocuklukla birlikte çocuğun kendi kas kontrolü üzerindeki egemenliği artmaya başlar. Çocuk böylece egemenliğini ortaya koyar. Başta tuvalet eğitimi olmak üzere ebeveynlerin çok katı ya da çok serbest olması çocuğun gelişiminde sorunlara yol açar.
Çocuğun "Ben yaparım." ya da "Yapmanıza ben de yardım edeyim." düşüncesi ebeveynler tarafından reddedilmemeli aksine pekiştirilmelidir. Çocuğun tek başına yapabileceği şeyleri onun yerine yapmamalı onun yapmasına olanak sağlanmalıdır. Çocuğun çevresindeki kişilerin gerçekleştirdiği etkinliklere yardım etme isteği geri çevrilmemeli uygun sorumluluklar verilmelidir.
Bazı ebeveynlerde gözlemlenen "Aman çocuğuma bir şey olmasın, aman düşmesin,canı yanmasın, yorulmasın, üzülmesin vb." gibi düşüncelerle çocuğun tek başına rahatlıkla yapabileceği şeylerin bile ebeveynler tarafından yapılması (aşırı korumacı tutum), çocukta "Acaba ben bunları yapamıyor muyum?" düşüncesini uyandırabilir ve bunun sonucunda da kendinden kuşku duyan çocuk, utanç duygusuna kapılabilir.
Çocuğun iradesini ortaya koymasına izin verilmeyen durumlarda çocukta kompulsiyonlar gelişebilir. Aşırı korumacı ebeveynler tarafından yetiştirilen çocuklarda özerkliğini kazanamama, bağımlı kişilik özellikleri sergileme ve dış denetimli olma gibi özellikler gözlemlenmektedir.
Bu sebeple aşırı korumacı tutumumuz yerine destekleyici bir tutum sergilersek çocuklarımızın gelişimine katkı sağlayabilir, ileriki yaşlarda kendinden emin, öz değeri yüksek, irade sahibi, bağımsız bireyler yetiştirebiliriz.
Makaleyi Paylaş
Anahtar Kelimeler:
Yorumlar