MÜKEMMELLİYETÇİLİK GERÇEKTEN MÜKEMMEL Mİ?
1
Evinize aniden bir misafir geldiğinde, hazırlıksız bir şekilde yakalandığınızda ne hissedersiniz? Bir proje dosyasını gecikmeli bir şekilde verdiğiniz oldu mu? Hata yaptığınızda, eleştirildiğiniz zaman kaldıramadığınız oldu mu? Bir form doldururken bile saatlerinizi verdiğiniz oldu mu? Çalıştığınız halde kendinizi yetersiz gördüğünüz için aşırı derecede sınav korkusu yaşadınız mı?
Bu sorular mükemmeliyetçi yapıya sahip insanları ürperten sorular olarak karşımıza çıkmaktadır. Mükemmeliyetçilik literatürde “en yüksek mükemmellik standartları için çabalayan veya bunu talep eden kişi” olarak geçer.
Mükemmeliyetçiliği istemek, bir şeyi başarmak için çabalamanın ve bunu talep etmenin neresi kötü? diye düşünebilirsiniz. Bunlar güzel özellikler gibi görünse de mükemmeliyetçi insanlar daha az mükemmeliyetçi insanlara oranla kaygı ve strese daha yatkındır. Üstelik her zaman göründükleri kadar başarılı değildirler.
Hepimizin çevresinde mükemmeliyetçi insanlar olmakla beraber belki de bizlerin de bu gruba girmediğini merak ediyor olabiliriz? Mükemmeliyetçi insanlar uzaktan son derece bakımlı, iyi bir organize sahibi, tertemiz evleri vb. olan insanlar olarak görülebilirler. Bu konuda yazılan bir yazıda bu karaktere sahip insanların kuğulara benzetildiği, tüm yaşamı boyunca onlar gibi süzüldüğü fakat suyun altında ayakta kalmak için durmadan pedal çevirdiğinden bahsedilmişti. Yani yüzeyin altına baktığımızda görünen kusursuzluğun kendinden verilen tavizle kendilerini yıprattıklarını söyleyebiliriz. Aşırıya kaçıldığında zararlı olabilecek kişilik özelliği olduğunu unutmamamız lazım. Özellikle obsesif-kompulsif (OKB) gibi kompulsif düşünce davranışlara dayalı olmak üzere birçok zihinsel bozuklukta ortak faktördür. Mükemmeliyetçiliğin kaygı bozukluklarının temeli olduğunu da bilmeliyiz. Sıklıkla depresyon, anksiyete ve yeme bozukluklarının nedenleri arasında olmakla beraber kişiyi intihara kadar sürükleyebilir.
Mükemmelliyetçiliğin temelinde neler olabilir?
- Düşük Özgüven,
- Olumsuz çocukluk deneyimleri,
- Başarısızlık Korkusu,
- Değersizlik hissi,
- Mükemmeliyetçi ebeveyneler,
- Sosyal beklenti
Mükemmelliyetçiliğin Üstesinden Nasıl Gelebiliriz?
- Den Rohe’nin “Mükemmel iyinin düşmanıdır.” sözünü esas alarak düşünce yapımızı şekillendirmemiz gerekir. Mükemmeliyetçilik hakkında yazılan başka bir yazı da insanın yüzde 100’ü hedeflemesini değil, yüzde 80’i hedeflemesi gerektiği önerilmişti. Pek çok başarılı kişi için yüzde 80’de performans göstermek, herkesin yüzde 120 gibi olduğu söylenmişti.
- Kişi daha gerçekçi hedefler belirlemeli ve yapabileceğinin en iyisini yapmaya odaklanmalıdır. Küçük hedefler belirlenip bunlara ulaşıldığında, birey kendine olan güvenini ve başarı hazzını yaşayacaktır. Üstelik çıtayı da kademeli olarak yükselterek gerçeklikten uzaklaşmamış olacaktır. Daha küçük hedefler belirlemek ve bunlara ulaşmak, beynin, bir kişiyi iyi, hatta mutlu hissettiren bir nörotransmitter olan dopamini serbest bırakmasına ve kişinin benlik saygısını artırmasına neden olabilir. Daha yüksek benlik saygısı zihinsel sağlığı iyileştirir.
- Ya hep ya hiç düşünce yapısında olmamak gerekir. Bu durum siyah-beyaz olmakla aynıdır. Aralardaki renkleri görmeli ve onları tanımak gerekir.
- İleriki zamanı düşünmeden “şimdi ve burada” bakış açısına odaklanmalıdır.
- Mükemmeliyetçiliğin ulaşılmaz olduğu bilinmelidir.
- Kişi kendini başkalarıyla kıyaslamamalıdır.
- Duygular ve tepkilerin nasıl kontrol edileceği öğrenilmelidir. Kontrol edilemeyen ve kişinin kendisine bağlı olmayan olaylarda kişi kendisine yüklenmemelidir. Kişi kontrol edebildiği özelliklerine yönelmeli ve bunları eğitmeye özen göstermelidir.
- Sağlıklı yaşama (beslenme, uyku, spor) dikkat edilmelidir.
- Son olarak, mükemmeliyetçilikle baş ederken de mükemmeliyetçi olmaktan kaçınılmalıdır.
Makaleyi Paylaş
Anahtar Kelimeler:
Yorumlar
Mükemmel