ÇOCUK VE ERGENLERDE TRAVMA
0
Travmatik olay sonrası çocuğun hayatında gerçek ile hayal, içsel deneyim ile dışsal deneyim arasındaki sınırlar belirsizleşebilir, yaşam karmaşık ve potansiyel tehlikelerle dolu olarak algılanabilir. Çocuğun hayatında bilinen ve tanıdık olanların büyük bir bölümü bilişsel olarak bozulabilir. Travmanın biçimine göre çocuğun tepkisi de değişir. Örneğin şiddet sebepli bir tarvamatik olay çocuğun yetişkinlere olan güvenini yaralar, çocuk öfke duygusu yaşar veya bazen de olaya sebep olan kişi olduğunu düşünerek kendini suçlar ve utanç duygusu yaşar. Şoka ya da büyük bir korkuya sebep olan travmatik olaylarda çocuk tepkisini hemen verebileceği gibi tepkisini verebilmesi zaman da alabilir.
Ergenlikte zihin genel olarak ölüm, intihar, kötü davranışlar sergileme, kötü alışkanlıklar edinme, çevreye yabancılaşma gibi şeylerle doludur. Travmatik olay sonrasında ergenin bu davranışlara yönelmesi veya bu davranışlarında artış görülmesi olasıdır.
Çocuklarda ve ergenlerde travmatik olay ve yasa verilen tepkinin yoğunluğu, şekli vs. farklılıklar gösterir.
Çocuk ve Ergenlerde Yaş Dönemine Göre Travma ve Yas Tepkileri
- 1 - 5 yaş: Bu dönemde çocuklar travmayla karşılaştıklarında anne babalarıyla çoğu zaman fiziksel ve duygusal olarak yakın olma ihtiyacındadırlar. İştah ve uykuda bozulmalar, konuşmada sorunlar ve tikler gibi belirtiler gözlenebilir. Kaygı, öfke patlamaları, irkilme, yaygınlaşmış korku ve içe kapanma gibi belirtiler sergileyebilirler. Çocuklar ruhsal gerileme gösterip daha bebeksi davranışlara bürünebilirler
- 6 - 11 yaş: Travmatik olay ve kayıplar karşısında bu dönem çocuklarında okul ilgi ve başarısında azalma, evde ve okulda saldırgan davranışlar, aşırı hareketlilik, kardeş ve arkadaş kıskançlığı, travmatik olayı oyunlarla sürekli tekrar etme gibi davranış belirtileri görülebilir. Ek olarak, uykuda ve iştahta bozulmalar, baş ve karın ağrıları gibi bedensel şikâyetler gözlenebilir. İlişki kurmaktan kaçınma, öfke patlamaları, kendine dönük öfke yaşama, travmatik olayı hatırlayıp korkma, suçluluk duyma; suç, suçlular ve ölüm konularını sürekli düşünme gibi duygusal ve zihinsel belirtiler yaşayabilirler.
- 12 -18 yaş: Bu dönemde travma ve bir kayıp karşısında akademik başarıda düşme, sorumlulukları ihmal etme, okul veya evde isyankâr ve saldırgan davranışlar gösterme, suça yönelme, riskli davranma, alkol ve madde kullanma gibi davranış sorunları ortaya çıkabilir. Ayrıca uyku ve yeme sorunları, baş ağrıları, mide-bağırsak ve cilt sorunları, nedeni belirsiz bedensel ağrılar ve halsiz hissetme gibi fiziksel şikâyetler de yaşanabilir. Sosyal olarak içe kapanma, yakın ilişkilerde ani ve beklenmeyen olumsuz tavırlar gösterme, sosyal etkinliklerde azalma, öç alma isteği, depresyon ve kaygı belirtileri yaşama, sürekli kendini ve hayatını düşünme gibi duygusal sorunlar da gözlenebilir.
Travma Tedavisinde Kullanılan Yaklaşımlar
1. Travma Odaklı Bilişsel Davranışçı Terapi: 3-18 yaş arası çocukların tedavisinde oldukça sık kullanılan ve yaklaşık 12-20 seans süren güçlü bir psikoterapi modelidir. Travma sonrası stres bozulduğunu, depresyon, anksiyete, utanç, travmatik yas ve duygusal davranış sorunlarını azaltmayı ve ebeveyn-çocuk iletişimini geliştirmeyi hedefler.
2.EMDR: Shapiro (2001) tarafından geliştirilen EMDR, travmaya neden olan yaşantıların hatırlanıp işlenerek duygusal stresin giderilmesini ve olumsuz inançların yeniden yapılandırılmasını sağlar.
3.Ebeveyn- Çocuk Etkileşim Terapisi: Ebeveynlerin ve çocukların davranışsal eğitimi yoluyla aralarındaki bağın oluşması, güçlenmesi ve demoktratik ebeveynlik modelinin oluşması amaçlanır. Özellikle okul öncesi yaş grubundaki çocuklar ve aileleri davranış problemlerine erken müdahale olanağı da sağladığı için EÇET’in en çok uygulandığı kitledir. Ebeveynler çocuklarıyla nasıl iletişim kuracaklarını hem didaktik olarak ve terapistin modellemesi yoluyla öğrenirler hem de yine terapist kontrolünde pratik yaparlar. Yaklaşık 11-16 seans sürer. EÇET’in travma yaşamış çocuklarla kullanımı yaygın olmamakla birlikte, aile içi şiddet vakalarında ve evlatlık alma vakalarında olumlu sonuçlar alınmıştır (Timmer, Ware, Urquiza, ve Zebell, 2010; Chaffin ve diğ., 2011; Allan, Timmer, Urquiza, 2014).
4.Çocuk Ebeveyn Terapisi: En az bir travmatik olay yaşamış TSSB’na bağlı davranış veya bağlanma sorunları yaşayan 0-5 yaş arası çocuklar ve kronik travma yaşayan ebeveynler için uygulanan bir psikoterapidir. Bebeklikte ebeveynlere odaklanılırken, çocuklarda ise rahatça duygularını ifade etmesi için oyun tekniklerinden de faydalanılır. ÇEP amaçlarından biri de çocuk ve ebeveynin travmatik tepkilerinin farkına vararak üstesinden gelebilmeleri için beceriler kazanmalarını sağlamaktır (Reuther ve Osofsky, 2013). Yaklaşık 50 seans sürer.
5.Travma Sistemleri Terapisi: Bronfenbrenner’in ekolojik sistemler kuramına dayanan Travma Sistemleri Terapisi, 6-19 yaş aralığındaki travma yaşamış bireyler ve çevreleri üzerine odaklanır (Saxe, Ellis, ve Brown, 2015). Güvenlik Odaklı Terapi, Düzenleme Odaklı Terapi ve Travma Ötesine terapi olmak üzere 3 evreden oluşur ve her bir evrede çocuk ve çevresi de dahil edilmektedir.
6.Çocuk ve Aile Travmatik Stres Müdahalesi: ÇATSM 7-18 yaş arasındaki çocuklarda travmayı ya da travmanın açıklanmasını takiben 30-45 gün içerisinde uygulanan kısa süreli (5-8 seans) bir erken müdahale yöntemidir (NCTSN, 2016). Hedefi, aile ile iletişimi artırarak TSS belirtilerini azaltmak ve klinik düzeyde TSSB gelişimini önlemektir.
7.Bilinçli Farkındalık Temelli Stres Azaltma/ Mindfullnes: Travma odaklı bilinçli farkındalık terapötik programlarının amacı kişilerin deneyimlerinin farkında olmalarını, odaklanmalarını, kaçınmak yerine kabul etmelerini sağlamaktır. TSSB yaşayanlarda kullanımı çok yaygın değildir.
8.Oyun Terapisi: Oyun, çocuklar için tehdit oluşturmayan rahat ve güvenli bir ortam sunarak duygu, düşünce ve isteklerini ifade etmelerini sağlar. Tek başına kullanılabildiği gibi, diğer terapi uygulamaları da birlikte kullanılarak etkili biçimde kullanılabilir.
9.Yaratıcı Sanat Terapisi: Resim, dans ve hareket, drama, müzik, şiir, psikodrama ile kinestetik ve duyusal deneyimlere dayalı olarak yürütülür. Genellikle cinsel ve fiziksel istismar üzerine yoğunlaşmıştır. Travma sonrasında çocukların duygu, düşüncelerini ve travmayla ilintili çağrışımlarını, korkularını, algılarını, utancını, intikam alma düşlerini yansıtabilmesi ve bunların sanat terapisi ile yönlendirilebilmesi ve başa çıkma becerileri kazandırılması amaçlanmaktadır.
Zara, A.(Ed.). (2016). Yaşadıkça: Psikolojik Sorunlar ve Başa Çıkma Yolları. İstanbul: İmge Kitabevi
Makaleyi Paylaş
Anahtar Kelimeler:
Yorumlar