Kimi zaman geçmeyen, uzun süren ve tanımlayamadığımız bazı ağrı şikayetlerinde bulunuruz. Yoğun baş-boyun ağrısı, eklem ağrıları veya kas ağrıları… Ne tür ağrı olursa olsun, genellikle fizyolojik bir sebebi olmayan ve doktorların çözüm yolu sunamadığı yaşam kalitesini düşüren ağrılar. Bu yazımızda değineceğimiz konu: Psikojenik Ağrı ( Psikosomatik Ağrı )

        Psikojenik Ağrı; herhangi fizyolojik bir sebebi olmayan bazen yoğun bazen de uzun süreli hissedilen ağrı olarak tanımlayabiliriz. Ağrının fiziksel bir öyküsü olmadığı için kişiler doktora gitse dahi sıklıkla psikiyatri servisine yönlendirilmektedir.

İlaçlarla tedavi süreci dinmeyen bu ağrılar neden oluşur?

     Hayatımızın hızlı ve yoğun temposunda kendimize ve iyilik halimize zaman ayırmadığımızı fark ederiz. Ruh halimizin iyi olmasına katkı sağlamadığımız zamanlarda stresle başa çıkma, problem çözme, yaşamın anlamını bulma süreçleri de sekteye uğrar. Zorlayıcı yaşam olayları karşısında da çaresizce vücudumuzun tepki vermesine razı gösteririz. Çünkü her insanın strese duyarlı bir şok organı (sindirim sistemiz, dolaşım sistemi, deri…) vardır(¹). Bazen yoğun baş ağrısı, bazen yorgunluk hissi, bazen mide/bağırsak problemleri ruhsal durumumuzu bize anlatmaya eşlik eder. Bu süreçle birlikte günlük yaşantımızı, hareketliliğimizi ve motivsyonumuzu oldukça düşüren, bir an önce kurtulmak istenen bir ağrı haline gelir. Sıklıkla ağrıyan bölgenin tedavi edilmesine yönelik farklı alan doktorlarına gidilir, yoğun çaba sarf edilir. Giderek kronikleşen bu ağrıya ruhsal bunalımlar da eşlik eder. Depresyon gibi eş tanılı birçok psikiyatrik rahatsızlık ortaya çıkabilir.

Psikolojik Ağrıdan Nasıl Kurtuluruz?

     Önemli olan nokta, ağrıyı oluşturan sürecin kaynağını bulmaktır. Bazen yoğun stres, geçmiş travmalar, başa çıkma becerilerinin zayıf olması ağrı sebebi olabilir. Bu şikayetlerle gelen kişilerde yine de fiziksel bir muayene yapıldıktan sonra belirti olmadığı takdirde psikiyatri yönlendirmesi ile muayene olmak uygun bir süreçtir. Terapi desteği almak, çevresel ilişkilerin güçlendirilmesi, duyguları ifade edebilmek, sağlıklı ilişkiler kurmak, fizyolojik döngülerin (uyku, beslenme…) sağlıklı ilerlemesini sağlamak, bilişsel müdahaleler gibi süreçler psikolojik ağrıdan kurtulmanın bazı yolları olarak karşımıza çıkmaktadır. En önemli nokta ise kendimizi dinlemediğimiz her zaman, beynimiz ve kalbimizin bize kendimizi duyurmak ister. Bazen bize ayırdığımız özel bir vakitte kendimizle konuşmak, hedeflerimizi belirlemek kendimize yapabileceğimiz güzel bir fayda olabilir.

Sizi ve ruh sağlığınızı önemsiyoruz.

1-ÇELEBİ, A., & ALTUNHALKA, A. G. (1995). Ruhsal Nedenli Başağrıları. Düşünen Adam Dergisi, 8(2), 18-23.